Mustafa Mümin Aksoy

(1892-1948) 

Ya da #GavurMümin Türk casus, asker.
1892 yılında İzmir’de doğdu. 1911 yılında Beylerbeyi Yedek Subay Okulu'ndan mülâzımı sâni (teğmen) olarak mezun olduktan sonra Balkan Savaşı'na katıldı, Edirne ve Çatalca'da görev aldı. Daha sonra Çanakkale Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi'nde görev yapan Mümin bey İzmir'in işgalinden önce 1920 yılına kadar İzmir Jandarma Alay Komutanlığı görevinde bulundu. Yunan işgallerine karşı İzmir ve çevresinde örgütlenen Türk istihbarat teşkilatına katıldı ve önemli faaliyetlerde bulundu.

Mümin Paşa'nın Kuvay-i Milliye lehinde istihbarat faaliyetleri yönettiği dönemde, dayısı Hacı Hasan Paşa işgalci Yunan yönetimiyle uyum içinde çalışmış hatta bunun için maaşı beş kat arttırılmıştı. Dayısının da yardımıyla İzmir'de görevini sürdürmüş ve işgalci Yunan güçleri lehine çalışan Türk subayı gibi görünmüş, Yunan Yüksek Komiseri Steryadis ve İşgal Kuvvetleri Komutanı Zafirios'un güvenini kazanmış, dönemin Türk sosyal yaşamında yeri olmayan şapka takmıştı. Bunlardan ötürü çevresinde kendisine Gavûr, Kirye ve Hain Mümin lakapları takılmıştı. Sürekli hakarete uğrayan albayın kaleme aldığı bir not şöyle: “Yüzüme tükürenler oldu. Bu yediğim kurşunlardan fazla acı verdi bana.Ama şartlar gerçeği açıklamama engeldi. Ölmekten değil, gerçeği anlatamadan tarihe bir vatan haini olarak geçmekten korkuyorum.”
O dönem İzmir halkı tarafından vatan haini olarak görülen Mümin Paşa bunları Yunan İşgal Kuvvetleri Karargahından aldığı istihbarat raporlarını Ankara Hükûmeti'ne ulaştırmak için yapmıştı.

Mümin Paşa'nın Büyük Taarruz öncesi Ankara Hükûmeti'ne istihbarat topladığı Yunan Kuvvetleri tarafından anlaşıldı ve tutuklanarak Palamadi cezaevi'ne gönderildi. Mudanya Ateşkes Antlaşması'ndan sonra Palya İstratona cezaevine, bir süre sonra da Lusiya Esir Kampı'na gönderildi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan esir mübadelesinin ardından 05/04/1923‘te Türk esirlerle birlikte Türkiye'ye döndü. (Bazı kaynaklarda Mustafa Kemal Atatürk’ün onun takası için 3 esir yunan subayını bıraktığı, bazılarında General Trikopis’e karşı geri alındığı yazar). 

Soyadı Kanunu sonrası "Aksoy" soyadını alan Mustafa Mümin Aksoy Paşa, nişanlısı Muhsine ile evlenemeden miralay (albay) rütbesiyle tayin olduğu Hakkari'ye giderken zatürreye yakalanarak daha sonra vereme dönüşen hastalık sonucu 25 Ocak 1948'de hayatını kaybetti. 
Hayatı istihbarat için fedakarlıklarla geçen, kendi halkı tarafından haksız yere dışlanmayı göze alan, vatan için gizli görevdeyken hain ilan edilen askerimizin biyografisi hakkında malesef çok az bilgi bulunmakta ve günümüzde dahi şahsı çok az ilgi görmektedir. Bizlere de en azından kendisini anmak düşer, mezarının İzmir Balçova Kabristanlığı’nda bulunduğunu da ekleyeyim.



Yorumlar

Popüler Yayınlar